Türk Hava Kurumu (THK) içine düştüğü yönetim zafiyeti ve maddi sıkıntılar sebebiyle yönetimsiz kaldığı için Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kayyum atandı. Böylece yaklaşık 5 yıldır, Ekim 2019’dan bu yana kayyum tarafından yönetiliyor. Ama bir mesafe alınmış değil, çünkü aynı hatalar tekrarlanıyor. İlgili hakimler de çok fazla işe karışıyor.
Şu an THK, medeni kanunun vesayet sistemiyle, arka planda kayyumu atayan hâkimin kararları onaylaması yöntemiyle yönetilmeye çalışılıyor. Ön planda atanan kayyum görünse de alınan kararların arkasında vasi atayan hâkim var. Yani aslında hâkim yönetiyor. Yönlendirmeler yapıyor. Kayyum heyeti de bir şey yapıyormuş gibi davranıyor. Daha önce ilgili hâkimin bazı tuhaf tavırlarına dikkat çekmiştim. Onun istediği yerlerle iş birliği yapılması isteniyordu.
Kısacası THK’ya ilk başlarda oldukça yetkin ve işini bilen, kurumu düzlüğe çıkması için canla başla çalışan kayyumlar atanmasına rağmen, olması gereken yetki ve sorumluluk verilmediğinden sorunlar yaşandı. Vasi atayan mahkeme sorun oldu. Kayyuma yetkiler verip, denetim ve kontrollerle THK’nın sağlıklı yapıya kavuşması için çalışmalar sağlanmadı. Galiba THK da pek kimsenin umurunda değil…
Neden olmadığını şöyle izah edeyim. Kayyumu atayan mahkeme Adalet Bakanlığı ile ilintili, ama buraya atanan kayyum gelişmeleri İçişleri Bakanlığı’na rapor ediyor. THK’nın faaliyet alanı ikisini de ilgilendirmiyor. Ama THK’nın sahip olduğu imkanlar herkese cazip geliyor.
THK’ya 2019’da atanan ilk kayyum başkanı ve ikincisi borçları yapılandırmışlardı. Sorunları tespit edip, COVİD-19 ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yangın uçağı konusunda son derece haksız saldırılarına rağmen de başarılı olmuşlardı. Üstelik kamudan kimse de sahip çıkmamıştı. İşte böyle süreçte yanılmıyorsam ilgili mahkemenin hâkimi emekliye ayrılmak üzereyken ikinci kayyum başkanının görevine normal yönetime geçileceğini ileri sürerek son verdi. Normal yönetime geçilmedi. Hâkim gidince başka bir kayyum geldi. O da gitti, şu an THK başkanlığı yapan vali geldi.
THK Başkanlığı yapan vali sosyal medyada sürekli olarak ağırladığı ziyaretçilerini paylaşıyor. Ama ben kurumun sorunlarını merak ediyorum. Bu kadar sık THK başkanı da değiştiği için artık bizim ilgimiz azaldı, ümitlerimiz tükendi. Zira burayı düzlüğü çıkarma gibi bir amaç olmadığı zannı ağır basmaya başladı.
İlk kayyum heyeti başkanı Cenap Aşçı ve yardımcısı Abdullah Kaya büyük özveriyle çalışıp THK’yı düzlüğe çıkaracak çalışmalar yaptılar. Kurumu adeta dolandıran bankalarla borçları yapılandırdılar. En önemli değeri, İstanbul’daki otelin tuhaf kira sözleşmesini kurum lehine düzelttiler. 2050’ye kadar olan kira süresini 2035’e çektiler. Bu konuda sonra gelenler gayret göstermiş olsaydı, bu otel ya tahliye edilebilirdi ya da güncel rayiç bedel üzerinden kira kontratına kavuşturulabilirdi. Henüz böyle bir gelişme duymadık. Duymamız da zor gibi. Çünkü bu kadar sık başkanı değişen kurumda nasıl başka değişim olabilir.
Mesela THK’nın üç önemli gelir kalemi var. Hava ambulans hizmeti, yangın söndürme operasyonları ve İstanbul’daki otelin geliri. Bu 3 gelir olmadıktan veya yeni gelir kalemi oluşturulmadıktan sonra THK’nın ayakta durma şansı yok gibi…
Geçmişte bu ihalelerden birisine girmek için hâkim onay vermemişti. Çünkü kurumun ihaleye girecek parası yoktu. Bir arsası satılıp, ihaleye girilmek istenmiş, ama hâkim bunu onaylamamıştı diye biliyorum. Yangın söndürme uçaklarının ihaleye girmesini de Orman eski bakanlarından Bekir Pakdemirli engellemişti. THK da yine yangın söndürme filosunu hâkimin izin vermemesi sebebiyle yeni anlaşmalar yapılamadığından yenileyememişti.
Son aldığım üzücü bilgiler de şöyle; Sağlık Bakanlığı ile THK arasında ambulans kiralama konusunda ücretlendirme hususunda dava vardı. THK kazanmış. Fakat THK da hava ambulanslarını TUSAŞ’a satma kararı almış. Yani diğer açıdan bakınca da kaybetmiş. THK’nın yangın söndürme işi de filonun yenilenmemesi ve diğer çeşitli sebeplerden zora girmiş, sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmış.
Netice itibariyle şu anki THK Kayyum Heyeti, önceki hâkimin “Olağan Yönetime Geçiş” kararı alması sebebiyle işbaşına geldi. Çünkü önceki heyet tasfiye edildi, ama “Olağan Yönetime Geçiş” olmadı. Neden?
Mustafa Kemal Atatürk döneminde çok iyi bir vizyonla ve bu milletin bağışlarıyla, helal paralarıyla THK kurulduğu için her türlü atraksiyona rağmen bir türlü batırılamıyor. Ama artık insaf yahu… Yüzyıllık bir kurum böyle mi yönetilir? Yüzyıllık bir markaya böyle mi sahip çıkılır?
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
[vc_row][vc_column]